AMAZON GO PERAKENDE SEKTÖRÜNÜ ALT ÜST EDECEK

DİJİTAL DÖNÜŞÜM İŞ HAYATINI NASIL ETKİLEYECEK
23 Temmuz 2021
DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE ŞİRKETLERİN ODAKLANMASI GEREKEN TRENDLER
23 Temmuz 2021
DİJİTAL DÖNÜŞÜM İŞ HAYATINI NASIL ETKİLEYECEK
23 Temmuz 2021
DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE ŞİRKETLERİN ODAKLANMASI GEREKEN TRENDLER
23 Temmuz 2021

Amazon dünyanın en büyük online satış kanal markasıyken artık offline tarafa da yatırımlar yapmaya başladı ve ilk fiziki mağazasını açtı. Kasiyersiz satış sistemi olan bu mağazada müşteriler firmanın mobil uygulaması olan cep telefonları ile içeri girebiliyor, alışverişini yapıyor, mağazadan çıktığında alışveriş tutarı müşterinin sistemde tanımlı kredi kartından çekiliyor ve fatura mobil uygulamaya gönderiliyor. Bir devrim niteliğindeki bu mağaza doğal olarak yanında bir sürü soruları ve tartışmaları da gündeme getirdi. 

Amazon Go adı verilen bu mağazaya daha girerken daha en başta bir farklılık olduğunu hissediyorsunuz çünkü sizi karşılayan normal bir kapı yok. Cep telefonunuzu turnikeye okutup bunların sağa sola açılması ile içeri giriyorsunuz. Raflardan alışveriş sepetinize koyduğunuz ürünler faturaya eklenirken rafa geri koyduğunuz ürün hesaptan düşüyor. Bu tip büyük mağazalarda genelde belli bir yüzde kayıp ve çalıntı mal olarak ayrılır. Bu mağazada bir ürün çalmak neredeyse imkansız çünkü mağazanın her yerinde olan sensörler tüketicilerin ne alıp almadığını görüyor ve hesaba işliyor. Mağazada raflar boşaldıkça dolduran bir görevli, alkol standında 21 yaş zorunluluğundan dolayı kimlik kontrolü yapan bir çalışan ve dışarda mağaza torbalarını alıp düzenleyip soruları cevaplayan bir kişiden başka çalışan yok. Tüketicilerin bu deneyimden oldukça memnun kaldığı gözlemlenmiş çünkü kasada kuyruk beklemeden alışverişini yapıp çıkabilmek çok hoşlarına gitmiş. Çalışan insan sayısının azalması ve çalıntı ürün gibi bir sorunun neredeyse kalmamasından dolayı maliyetlerinde tasarruf sağlayacak olması firmayı fazlasıyla memnun etmiş. Bunun yanında böyle prestijli bir mağaza açıp marka algısını da farklılaştırması da firmaya ayrı bir artı katacak olması da markayı mutlu eden diğer bir konu olmuş. Tabi madalyonun birde diğer tarafı var, işsizlik rakamları. New York Times tarafından yayınlanan habere göre ABD’de 2016 senesinde saatte 9.70 USD kazanan 3.5 milyon civarında kasiyer var ve Amazon’un kullandığı bu teknoloji yaygınlaşırsa işsizlik rakamları hızlı bir şekilde artış gösterecek. Her ne kadar Amazon kullandığı teknoloji hakkında bilgi paylaşımında bulunmasa da ABD’deki yetişmiş insan gücü kısa zamanda bu teknolojinin benzerini hatta belki de daha iyisini ortaya çıkartıp kullanıma hazır hale getirecektir. Otomasyonun insanların işlerini tehlikeye sokacağı hep konuşuluyordu ve artık kaçınılmaz noktaya gelindi. Bugün kasiyerler, yarın başka sektörden insanlar işlerini kaybetmeye başlayacaklar ve bunun toplumda yaratacağı psikolojik baskı belki de daha büyük yaralar açacak. Bu hızlı değişim belki de farklı iş alanlarının doğmasına yol açacak.

Yeni Amazon Go mağazalarının açılacağı ile ilgili bir şey söylenmemesi Amazon’un bu teknolojiyle ne yapacağı sorusunu sıkça gündeme geldi. Bir süre önce satın aldığı Whole Foods market zincirinde bu teknolojiden faydalanıp orada kasiyersiz bir deneyim yaşatması çok yüksek bir ihtimal olarak değerlendirildi ama bu haber yalanlandı. Bir başka söylenti de Amazon’un bu sistemi diğer perakendecilere satabileceği ve bunun yanında diğer servislerini de bu pakete ekleyebileceği yönündeydi ama bunun planlanmadığı söylendi. Peki bu uygulama yayılsa her ülkede tutar mı diye sorduğumuzda bunun mümkün olamayacağını düşünüyorum. Mesela ülkemizde bazı süpermarketlerde kasiyersiz geçişler var ve insanların bunu kullanmakta zorluk çekmesinden dolayı buraya bir çalışan personelin konduğunu görüyoruz. Kullanılacak teknoloji Amazon Go gibi kullanıcı deneyimi dostu bir uygulama olsa bile bu seferde insan faktörü devreye girecektir. Her reyonda bir görevli görmeye alışkın insanlar birdenbire bu ortadan kalkınca bundan hoşnut kalmayabilirler.

Özetlersek teknoloji güzel kullanıldığında harika bir şey ama onun şekillendirdiği hayatımızın değiştiği de bir gerçek. Kimisi bu tip gelişmelere hızlıca adapte olmakla kalmayıp çok sevecek kimisi ise her zaman markette sipariş verirken tezgahtarla yaptığı sohbeti özleyip bu yeniliklere alışamayacak. Neler olacağını hepimiz zamanla göreceğiz ve belki de 5 sene sonra burada yazdığım uygulamaların yaşayacaklarımızın yanında çocuk oyuncağı gibi basit kaldığını göreceğiz. Temennim yaşanan hızlı değişim içinde işsizlik konusuna da hızlıca alternatif çözümler bulunuyor olması ve bu çağa hepimizin en iyi şekilde adapte olmasıdır.

*Bu yazı Digital Age Dergisinin 2018 Mart sayısında Murat Erdör’ün köşesinde yayınlanmıştır.