GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER

E-İHRACAT YAPARAK YURTDIŞINA AÇILMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ?
3 Şubat 2017
Y KUŞAĞINI ANLAYAMAYAN ŞİRKETLER VE MARKALAR, Z KUŞAĞINA DOKUNAMAYACAK
3 Şubat 2017
E-İHRACAT YAPARAK YURTDIŞINA AÇILMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ?
3 Şubat 2017
Y KUŞAĞINI ANLAYAMAYAN ŞİRKETLER VE MARKALAR, Z KUŞAĞINA DOKUNAMAYACAK
3 Şubat 2017

Girişimci, en basit tanımıyla bir fikir doğrultusunda risk alıp kendi işini kuran kişidir. Türkiye’de ve dünyada sayısız girişimcilik örnekleri bulunmaktadır. Ancak bu örnekleri anlamak için öncelikle girişimcilik kavramının oluşum sürecine bakmak gerekir.

Girişimcilik kavramı; toplumların yapılarına göre değişiklik gösteren bir kavramdır. Bireyci ve kollektivist toplum yapılarına göre, girişimcilik kavramı dinamik bir yapı içerisindedir. Toplumun sosyal yapısı, kültürel ögeleri, değerleri ve normları bu bağlamda girişimcilik kavramı üzerinde etkilidir. Kültürel faktörlerin ürettiği sosyal yapı ise kişinin eylemlerini ne şekilde pratiğe geçireceğinin bir haritasıdır. Ayrıca hiçbir kültür girişimciliği tek başına destekleyen veya karşı çıkan bir formda şekillenmez.

Farklı görüşler 

Girişimciliğin ortaya çıkışında kişilik ve sosyal çevre faktörleri arasında farklı görüşlerin olması, bu konuyla ilgili çalışma yapan kesimleri birbirlerinden ayırmıştır. Bu iki görüş üzerine yapılan yorumlarda kişilik üzerinde duranlar, psikolojik özellikleri göz önünde bulundurarak değerlendirmeler yapmışlardır. Kişilik özelliklerin odağında ise; ‘Risk alma’, ‘Başarı İhtiyacı’ ve ‘Denetim Odağı’ gibi kavramlar üzerinde durulmuştur. Girişimcilik kavramını sosyal çevre ile bağdaştıran düşünürler ise; grup yapısının, toplumsal ve kültürel özelliklerin etkisi üzerinde vurgu yapmışlardır. Bu durumların yanında devletlerin benimsedikleri ekonomik yaklaşımlar, piyasa özellikleri ve sosyal çevre koşullarının verimliliği gibi hususlarında etkisi de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu bağlamda girişimcilik kavramı, psikolojik, davranışsal ve sosyolojik kuramlar açısından üç farklı perspektifle incelenmiştir.

Psikolojik kurama göre bakıldığında; kişisel öğelerden hareketle girişimci kişiliği açıklamaya yönelik tanımların yapıldığı görülmektedir. Davranışsal kuramlar ise, kişiliğin girişimciliği etkileyen önemli bir faktör olduğunu ancak tek başına yeterli olmadığını savunan görüşler içerir. Bu kavram ancak kişiliğin yanında diğer faktörlerin de anlaşılması halinde girişimcilik kavramını anlayabileceğimizi dile getirir. Sosyolojik kurama bakıldığında ise; bireysel kararlar üzerinde sosyal yapının ve sosyal değişkenlerin önemine vurgu yapılmaktadır.

Ekonomik politikalar girişimcilik kavramını şekillendiriyor

Ayrıca, ülkelerin benimsedikleri ekonomik politikalar da girişimcilik kavramını şekillendiren ve girişimcileri yönlendiren bir etkiye sahiptirler. ABD, İskandinav ülkeleri, Çin gibi girişimci piyasa politikalarını benimseyen devletler, ekonomik olarak büyüme gösterdikleri gibi, diğer devletlere karşı da ekonomik üstünlüklerini pekiştirmektedirler. Ülkelerin benimsemiş olduğu bu politikalar rekabet ruhunu üst düzeye taşımakla beraber, aynı zamanda ülke istihdamına da katkıda bulunurlar. Bu sayede ülkelerin üretim gücü de doğru orantılı olarak artış göstermeye başlar.

Ülkelerin bu destekleyici politikalarının en güzel örneklerini ABD’de oluşan ve hızla gelişen garaj kültürünü analiz ederek anlayabiliriz. Garaj kültürü girişimcilerin bugünün dünyasını inşa ettiği bir pratik unsurdur. Silikon Vadisi ise bunun en güzel örneklerinden birisidir. Apple markasının oluşması ve bugün de popüler kültürün bir parçası olarak tüm dünyada yeniden tek tip anlayışı getirmesi yine bu kültürün dünyaya kazandırdığı unsurlardandır.

Bir Türk girişimcinin başarı hikayesi

Ancak size vereceğim bir diğer örnek ise bir Türk girişimcinin başarı hikâyesidir. Hamdi Ulukaya, ABD’de kurduğu yoğurt fabrikası ile bütün girişimcilere adından söz ettirmiştir. Erzincan’dan başlayıp ABD’de biten bu hikayenin baş kahramanı Hamdi Ulukaya, ABD’de iflas etmek üzere olan bir yoğurt fabrikasını satın alır ve yoğurt üretimi yapmaya başlar. Kendisinin ürettiği yoğurdu ABD’de Yunan yoğurdu diye tanıtır ve yoğurt çeşitlerini de üretmeye başlar. Kısa süre içerisinde yarattığı marka kurumsallaşır ve çok iyi yerlere gelir. Hamdi Ulukaya’da bu gelişmelerle doğru orantılı olarak başlattığı küçük girişimciliği ileri seviyelere taşıyarak milyoner olur. Chobani adı adında markalaşan bu yoğurtlar, günümüzde ABD’de ve bazı Avrupa ülkelerinde hala satılmaktadır. Bu girişimcilik tüm dünyaya örnek olacak biçimde karşımıza çıkmaktadır. Zira Hamdi Ulukaya’nın Time dergisine kapak olması da tesadüf değildir.

Hangi engelleri ortadan kaldırmalıyız? 

Şimdi Hamdi Ulukaya’nın bu denli yükselişinin, neden ülkemizde gerçekleşmediğini düşünmemiz gerekiyor. Bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz için, ülkemizde girişimcilerin karşılaştıkları zorlukları incelememiz gerekiyor. İlk olarak cinsiyetten kaynaklanan engelleri inceleyelim. Özellikle kadın girişimcilerin karşılaştıkları zorlukların başında gelen bu engeller; sermaye eksikliği, toplumun geleneksel inanç ve baskıları, cinsiyete dayalı rol ayrımcılığı, sosyal pozisyon ve iletişim eksikliği, basmakalıp yargılar, girişimcilikte rol ve modellerin eksik olması gibi unsurlar çerçevesinde şekillenmektedir. Öte yandan, örgüt ve çevresel şartlardan kaynaklanan engeller ise; örgüt iklimi ve kültürü, liderlik, koordinasyon zorlukları, politika geliştirme ve uygulamada karşılaşılan engeller olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bütün bu engeller, ülkemizde girişimcilerin kendilerine ket vurmalarını sağlayan etkenler durumunda. Toplumun sosyal yapısının baskıları, girişimcileri engelleyen ve zedeleyen durumları da ortaya çıkarıyor. Tüm bu engellerin aşılabilmesi için, girişimciliğin ve inovasyonun ekonomiyi canlandırmada önemli bir role sahip olduğunu ve bu önemli rolü üstlenecek girişimcinin risk alabilmek, inovatif olabilmek, esneklik, yenilik ve yaratıcılık gibi özelliklere sahip olması gerektiğinin önemini kavramamız gerekiyor.

Bu yazı Techinside.com sayfasında yer almıştır.